Sağlıklı ve güvenli çalışma ortamı,  çalışma yaşamındaki temel hak ve ilkelerden biridir.

Dünyada her yıl yaklaşık olarak 2 milyona yakın sayıda çalışan işle ilgili kazalar ve hastalıklar nedeniyle yaşamını yitirmekte, yaklaşık 360 milyon dört günden fazla işe gidememeyle sonuçlanan ve ölümcül olmayan iş kazası gerçekleşmektedir. Ancak işle ilgili nedenlerden ölen, hastalanan veya yaralanan çok sayıda insan olduğu gerçeği büyük ölçüde fark edilmemektedir. Çalışanların sağlığını ve güvenliğini göz önüne almadan yürütülen işler,  başta insanlar için derin kayıp ve zararlara neden olmakta, yanı sıra sürdürülebilir kalkınma stratejisi açısından engelleyici olmaktadır.

Uluslararası Çalışma Örgütü (International Labour Office/ILO) her yıl 28 Nisan tarihinde, Dünya İş Sağlığı ve Güvenliği Günü etkinlikleriyle işle ilgili kaza ve hastalıkların önemini anlatmayı, önleme ve korumanın önceliğine dikkat çekmeyi amaçlamaktadır.  Bu amaçla 28 Nisan 2023 tarihi için de her sene olduğu gibi yeni bir tema belirlenmiştir. Bu yılın teması “Sağlıklı ve güvenli çalışma ortamı, çalışma yaşamındaki temel hak ve ilkelerden biridir” olarak benimsenmiştir. Haziran 2022 tarihinde düzenlenen Uluslararası Çalışma Konferansı’nda, “Sağlıklı ve güvenli çalışma ortamı’nın, ILO’nun çalışma yaşamında temel haklar ve ilkeleri çerçevesine katılmasına karar verilmiştir. Dünya İş Sağlığı ve Güvenliği Günü’nde ILO bu kararın çalışma yaşamındaki etkilerini, bu hakkın çalışma yaşamında nasıl uygulanacağını tartışmak üzere sosyal taraflar ve uzmanları bir araya getirecek, temel sözleşmelerin; İş Sağlığı ve Güvenliği ve Çalışma Ortamına İlişkin Sözleşme, 1981 (No.155) ve İş Sağlığı ve Güvenliğini Geliştirme Çerçeve Sözleşmesi, 2006 (No.187) çeşitli hükümlerinin uygulanma durumu tartışılacaktır. ILO üyesi ülkelerin sağlıklı ve güvenli çalışma ortamına ilişkin temel hakka saygı gösterme, geliştirme ve gerçekleştirme yükümlülüğü vardır.

Güvenli ve sağlıklı bir çalışma ortamının gerçekleştirilmesi için temel İş Sağlığı ve Güvenliği Sözleşmelerinde yer alan bazı gerekli unsurlar aşağıdadır ve ILO tarafından küresel olarak uygulanma durumu değerlendirilmiştir.

—İş Sağlığı ve Güvenliğinden sorumlu ulusal bir otoritenin varlığı

—İş Sağlığı ve Güvenliği konusunda ulusal üçlü organın varlığı,

—Önemli hükümlerin ulusal yasal çerçeveye dahil edilmesi

—Tehlikeli çalışma durumlarından kaçınan çalışanları olumsuz sonuçlara karşı koruma

—İşyeri düzeyinde bir İş Sağlığı ve Güvenliği Kurulu kurma gerekliliği

—İş Sağlığı ve Güvenliği konusunda ulusal bir politikanın benimsenmesi

—İş Sağlığı ve Güvenliği konusunda ulusal bir programın geliştirilmesi

—İş kazaları ve meslek hastalıkları için ulusal kayıt ve bildirim sisteminin kurulması (ILO World day Safety and Health at Work  2023 https://www.ilo.org/global/topics/safety-and-health-at-work/events-training/events-meetings/safeday2023/lang–en/index.htm Erişim tarihi:25.04.2023,

ILO Implementing a safe and healthy working environment https://www.ilo.org/wcmsp5/groups/public/—ed_protect/—protrav/—safework/documents/publication/wcms_876334.pdf  Erişim tarihi:25.04.2023 )

Türkiye açısından değerlendirmede bu uygulamaların çoğunun yerine getirilmiş ve getirilmekte olduğu görülmektedir. Ancak iş sağlığı ve güvenliği göstergelerinin daha da iyileşmesi için taraflar açısından yapılacak daha birçok görev mevcuttur. Türkiye’de 6 Şubat 2023 tarihinde Kahramanmaraş merkezli deprem nedeniyle yaşamını kaybeden, yakınlarını kaybeden, engelli olan, yaralanan, varlıklarını kaybeden çok sayıda insanımız, olağan yaşam düzeninin bozulması, devam eden sağlık ve sosyal etkiler hepimizi derinden sarsmış olup, tüm çalışmalar ve tüm bir yaşam bu acı olayın gölgesinde sürdürülmeye çalışılmaktadır. Aslında hep var olan ve son yıllarda üst üste yaşanan, kitleleri etkileyen olaylar nedeniyle (örneğin Covid-19 pandemisi) hükümetlerin, işverenlerin, çalışanların, halk sağlığı çalışanlarının ve ilgili tüm tarafların ulusal düzeyde ve işyeri düzeyinde etkili katılımını içeren, güçlü bir iş sağlığı ve güvenliği sisteminin ne denli önemli olduğu görülmüştür. Deprem, salgın, iklim değişikliği gibi olayların çalışan sağlığı ve güvenliği açısından etkileri ile işyerinde sağlık ve güvenliğin korunması güncel araştırma ve çalışmaların öncelikli konusu olmaktadır. Bu çalışmalar zamanında doğru adımları atabilmek için yakından izlenmelidir. Halen süregelen ve bilinen risklerin de elbette yine ele alınması gerekmektedir.

Ankara Üniversitesi Rektörlüğü ve Ankara Üniversitesi İş Sağlığı ve Güvenliği Koordinatörlüğü olarak birimlerimizde görevlendirilen ve özveriyle çalışan tüm iş sağlığı ve güvenliği organizasyonu üyelerine teşekkür ediyoruz. Tam anlamıyla iş sağlığı ve güvenliği kültür ve sistemini tesis etmenin yolunun tüm kademe ve görevlerdeki çalışanlarımızın konuyu sahiplenmesiyle gerçekleşebileceğini bir kez daha vurgulamak istiyoruz. Çalışanların işe gidip, eve sağlıklı dönmesini sağlamak hepimizin temel sorumluluğudur. İş sağlığı ve güvenliği çalışmalarının sürekliliği, yeni gereksinimlere göre zamanında yanıt verebilen bir çalışma düzeni kritik öneme sahiptir. İş yerlerinde güvenli ve sağlıklı bir çalışma ortamı temel bir ilke ve haktır.