Ankara Üniversitesi ve KVKK’dan “Teknoloji ve Çocukların Kişisel Verilerinin Korunması” Paneli

Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesi ile Kişisel Verileri Koruma Kurumu (KVKK) iş birliğinde, “7 Nisan Kişisel Verileri Koruma Günü” dolayısıyla “Teknoloji ve Çocukların Kişisel Verilerinin Korunması” temalı panel düzenlendi.

Akademisyen, öğretmen ve öğrencilerin katılımıyla KVKK ev sahipliğinde gerçekleşen program, saygı duruşu ve İstiklal Marşı’nın ardından açış konuşmalarıyla başladı.

Ankara Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Necdet Ünüvar, kişisel verilerin korunması konusunda sadece kanun çıkarmanın yetmeyeceğini, beraberinde kültürün de ona eklemlendirilmesi gerektiğini ifade etti. Ünüvar, “Eğer bunu yapmazsak o zaman kanun sadece metinlerde yazılan ya da çok zorunlu hallerde uygulama alanı bulan bir işlev kazanır ki bu da toplumda huzur ve mutluluğu getirmez” dedi.

Fırsat penceresinden bakıldığında internetin büyük bir fırsat, risk penceresinden bakıldığında ise ciddi bir risk olduğuna işaret eden Ünüvar, “Elimizdeki telefondan sağlıkla ilgili, başka konularla ilgili veya kendi işimizle ilgili bir hususu rahatlıkla yürütebiliyoruz, bu çok ciddi bir fırsat ama aynı zamanda bu telefonu bir çocuğun eline verdiğiniz zaman kontrolsüz kullanım onu çok ciddi bir riskin içerisine de katabiliyor. Yani çocuklar 3-4 yaşından itibaren pek çok sosyal medya mecrasında çok tehlikeli sularda rahatlıkla yüzebiliyor. ‘Çocuğunuzu bir okyanusun içerisine korunaksız, ona çok iyi yüzme öğretmeden koyar mısınız?’ dediğiniz zaman ‘zinhar, çocuğum boğulur’ diyor. Peki o sosyal medyadaki okyanusun içerisine niye koyuyorsunuz? O zaman onun boğulmayacağını mı düşünüyorsunuz? Belki fiziki anlamda boğulduğunu hissetmiyorsunuz ama ileride onun nefesini kesecek birtakım sonuçlara yol açabiliyor” diye konuştu.

Kişisel Verileri Koruma Kurumunun önemini de vurgulayan Ünüvar, “Kişisel verileri korumayı da sadece bir kurumun üzerine yıkmak, sadece hukukçuların üzerine yıkmak da mümkün değil. Bu konuda toplumdaki bilinç seviyesini mutlaka artırmamız lazım. Bu çerçevede özellikle öğretmenlerimize, eğiticilerimize çok önemli görevler düşüyor” ifadelerini kullandı.

“Kişisel Verilerin Korunması Eşittir İnsanın Korunmasıdır”

Kişisel Verileri Koruma Kurumu Başkanı Prof. Dr. Faruk Bilir de Kişisel Verilerin Korunması Kanunu’nun yürürlüğe girdiği 7 Nisan 2016 tarihinin kurum ve ülkemiz açısından bir milat olduğunu söyledi.

Kişisel verilerin korunmasında, korunan değerin verilerden ziyade kişinin bizatihi kendisi olduğuna işaret eden Bilir, “Kişisel verilerin korunması eşittir insanın korunmasıdır. İnsanın korunmasından da maksat aslında insanın onurunun korunmasıdır” dedi.

Mahremiyet beklentisinin, verilerin amacına uygun kullanılması beklentisi olduğunun da altını çizen Bilir, şöyle devam etti:

“Verinin aleyhimizde kullanılmaması beklentisidir. Dolayısıyla bu bir haklı beklentidir, makul beklentidir. Adalet kavramı değerlidir, mahremiyet kavramı değerlidir. Hukukta kullanılan bir dürüstlük kavramı var; bizim kanunda aynen yer alıyor. Diyor ki; ‘verilerin hukuka uygun ve dürüst bir şekilde işlenmesi gerekir.’ Nedir dürüst veri işleme? Kişinin aleyhine kullanılacak şekilde veri işlenmemesidir. Kişinin mahremiyet beklentisinin karşılanmasıdır.”

Bu yılki Kişisel Verileri Koruma Günü’nün ana başlığının teknoloji, mahremiyet ve çocukların kişisel verilerinin korunması olarak belirlendiğini aktaran Bilir, sözlerini şöyle sürdürdü:

“Bugünkü teknolojiden kasıt daha çok dijital teknolojilerdir. Yani veri üretebilen, oluşturabilen, depolayabilen veya işleyebilen araçlar, sistemler ve cihazlar olarak tanımlanmaktadır. Son 15 yıl içerisinde çocukların hayatının da teknoloji bir gerçeği haline gelmiştir. Yeni teknolojilerin yükselişi çocukların bilgi arama, sosyalleşme, oyun oynama ve öğrenme biçimlerini etkilemektedir. Çocuklar küçük yaşlardan itibaren daha fazla cihazla, çeşitli amaçlarla daha sık ve daha uzun süre çevrim içi olmaktadır. Bu nedenle çocukların kişisel verilerinin korunması noktasında ebeveynler ile ürün ve hizmet geliştirenlere her zamankinden daha fazla görev ve sorumluluk düşmektedir. Öte yandan teknolojinin kullanımını sıfırlamaya çalışmak, bireyin toplumdan soyutlanması anlamına gelir. Teknolojinin verimli kullanılması bireylerin yararınadır. Bundan dolayı sıfır kullanım yerine doğru kullanım anlayışını benimsemeliyiz.”

Konuşmaların ardından, gençler arasında kişisel verilerin farkındalığını artırmak için düzenlenen makale, karikatür, slogan ve kısa film yarışmalarında dereceye girenlere ödülleri verildi.

Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Muharrem Özen’in de katıldığı program, “Dijital Çağda Mahremiyet” ve “Çocuğun Mahremiyeti ve Güvenliği” başlıklı oturumlarla devam etti.

 

 

https://x.com/AnkaraUni/status/1780613666716737639?t=DH0J4j3Q0PCseiTLkgk_7w&s=35

Diğer

tümünü görüntüle