Bilgi Güvenliği ve Kriptoloji Konferansı’nda “Sanal Evren ve Mahremiyet” Ele Alındı

Bilgi Güvenliği Derneği tarafından “Sanal Evrende Siber Güvenlik” temasıyla düzenlenen 15. Uluslararası Bilgi Güvenliği ve Kriptoloji Konferansı (ISC TURKEY) kapsamında, “Sanal Evren ve Mahremiyet” ele alındı.

Cumhurbaşkanlığı Millet Kütüphanesinde, Ankara Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Necdet Ünüvar’ın başkanlığında düzenlenen oturumda, her biri farklı alanlarda çalışan panelistler, “Sanal Evren ve Mahremiyet” konusunu kendi bakış açılarıyla enine boyuna değerlendirdi.

Rektör Ünüvar, yaptığı konuşmada, bir etkinliğin 15 yıl boyunca kesintisiz devam ediyor olmasının son derece değerli bir şey olduğunu, metaverse ve bilişim teknolojilerinin yoğun olarak konuşulduğu bir dönemde bu etkinliklerin değerinin daha da artacağını ifade etti.

“Sağlık Profesyonelleri Mühendislik Bilimleriyle Ortak Çalışmalar Yapmalı”

Daha sonra geçilen panelde, Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Emre Huri, “Sanal Evren ve Mahremiyet” konusunu hekim gözüyle değerlendirdi. Huri, cerrahların ya da klinik uygulama yapan sağlık profesyonellerinin, özellikle bu alanlarda mühendislik bilimleriyle ortak çalışma yapmasının son derece önemli olduğunu kaydetti. Huri, “Bugün eğer biz bir cerrahiyi başından sonuna kadar sanal ortamda bir asistana, bir uzmana öğretebiliyorsak, bizim bu uygulamaları sanal evren dünyasında rahatlıkla yapıyor olabilmemiz gerekiyor. Ve burada doğrudan sanal evrene girerek değil, gerçek uygulamalarda sanal gerçeklik, artırılmış gerçeklik uygulamalarını kullanarak bir giriş yapmak gerekiyor” dedi.

Her işi yapan değil, farklı işleri bir arada yapan ekiplerin oluşturulması gerektiğini vurgulayan Huri, “En önemlisi, artık gelecekte bizi yönlendiren sadece hekimlerin, sağlık profesyonellerinin iş birliği değil, hastaların iş birliği. Artık arama motoruna hasta adı yazan bize geliyor. Dolayısıyla yapay zekânın ilk kullanıldığı alanın Google olduğunu düşündüğümüzde, güçlendirilmiş hasta modelinin de ben gelecekte özellikle sanal evrendeki hasta ve hekim mahremiyeti açısından son derece önemli olduğunu düşünüyorum” ifadelerini kullandı.
Huri, sanal evrendeki yeni trendleri de sağlığı oyunlaştırmak, sanal ve artırılmış gerçeklik, cerrah ve insansı robotlar, üç boyutlu baskı devrimi, yapay zekâyla tıbbi karar alma ve geleceğin hastaneleri olarak sıraladı.

İEEE Eğitim Aktiviteleri Komitesi Başkanı Kubilay Küçük ise, bir genç olarak sanal evreni ve mahremiyeti nasıl gördüğünü anlattı. Sanal evrenin kaçınılmaz bir şekilde insanların geleceğinde yer alacağını belirten Küçük, sanal evren gibi daha sosyal ve daha teknolojik bir ortam için mahremiyetin gerekliliğinin tartışılmaz olduğunu ifade etti.

“Sanal Polisler Oluşacak”

Global Future Designs & Solutions (GFDS) CEO’su Mert Levent Oğuzata da veri ve para döngüsünün belli bir güvenlik tabanında ilerlemek zorunda olduğuna işaret ederek, “Peki gizlilik ve güvenliğin sağlanması noktasında neler var? Burada Avrupa Birliği İSO 27701’e çok önem veriyor. Bu bilgi ve veri gizliliği yönetim sistemi çok önem verilen bir olay. Bir kere bunun yaygınlaşacağını düşünüyorum. Bunun daha da gelişeceğini düşünüyorum. Veri toplama kurallarının belirlenmesi gerekiyor. Amaca göre veri toplanması gerekiyor. Yaptığımız bir uygulamayı amacından çıkararak, veri toplayıp onu ticari hale getirmememiz gerekiyor” diye konuştu.

Metaverse ortamında mahremiyetin nasıl sağlanabileceği konusuna da değinen Oğuzata, “Facebook bunun için 50 milyon dolarlık bütçe ayırdı. Bu bütçe daha da artacaktır. Çünkü değişiyor, gelişiyor, insanlar kullandıkça farklılıkları görüyorlar. Bu güvenliğin sağlanması için görünen ve görünmeyen polisler de oluşacak. Yani bizim farkında olmadığımız veya gördüğümüz güvenliği sağlayacak polisler de olacaktır” dedi.

Kişisel Verileri Koruma Kurumu (KVKK) Veri Güvenliği ve Bilgi Sistemleri Dairesi Başkanı Ersin Can ise, mahremiyeti fiziksel olarak gerçek kişilerden korumaya çalışırken, cep telefonu ile yapılan tüm hareketlerin belli bir platformda toplandığını ve bu toplanan verilerle kişilerin profillerinin çıkarılabildiğini aktardı. Can, “Teknoloji çok hızlı ilerliyor. Şu anda hayatımızı ve benliğimizi saracak meta evrenden bahsediyoruz. Gerçek fiziksel ortamdan sanal ortama insanoğlunun taşınmasından bahsediyoruz. Küçük bir cep telefonuyla kişilerin duyguları, düşünceleri, eğilimleri analiz edilirken, giyilebilir teknolojilerle beraber bu kadar gelişmiş bir ortamda gerçekten güvende miyiz? Gerçekten bir mahremiyet var mı? Bu gerçekten irdelenmesi gereken bir husus” ifadelerini kullandı.

“Kişisel Veri Güvenliği Kişinin Kendisinde Başlıyor”

Kamunun özellikle gelişen dijital teknolojiler karşısında birtakım adımlar attığının da altını çizen Can, şöyle devam etti:
“Yasalar tek başına güvenliği sağlayabilir mi? Kendi kişisel verisini paylaşan kişinin farkındalığının da olması gerekiyor. Bu verilerin nereye aktarıldığını, nasıl kullanılacağını öngörmemiz ve bilmemiz gerekiyor. Gelişigüzel kişisel verilerimizi paylaşmamamız gerekiyor. Kişisel veri güvenliği aslında öncelikli olarak kişinin kendisinde başlıyor. Kişinin kendisiyle başlayan güvenlik, süreç içerisinde birtakım ulusal zafiyetlere de sebep olabilir. Demek ki bizim bireysel olarak paylaştığımız kişisel verilerin milli güvenlik meselesi haline dönüşme ihtimali de var. Ülkemizi, vatanımızı etkileyecek birtakım hususlar da söz konusu.”

Havelsan Siber Güvenlik Direktörü Dr. Mert Özarar ise, Havelsan’ın siber güvenlik kümelenmesinin önemli üyelerinden biri olduğunu söyledi. Özarar, Havelsan olarak, teknolojiyi en iyi şekilde kullanıp, Türkiye’nin güvenliğini sağlamaya devam ettiklerini ifade etti.
En fazla zorluk çektikleri alanların başında ise insan kaynağının geldiğini aktaran Özarar, salondaki gençlere, “Sizlerin bir an önce yetişip bizlerin arasına gelmesi gerekiyor ki bu insan kaynağını siber güvenlikte kullanabilelim” diye seslendi.

Oturum, panelistlerin konuşmalarının ardından soru-cevap bölümüyle devam etti.
Program sonunda panelistlere katılım belgesi takdim edildi.

 

 

Diğer

tümünü görüntüle