Kültepe Arkeolojik Alanı
...
  • Kazı Başkanı: Prof. Dr. Fikri Kulakoğlu
  • E-posta Adresi: kultepekanis-kazilari@yahoo.com
  • Adres: Karahöyük Mahallesi, Prof. Dr. Tahsin Özgüç Kültepe Caddesi, 38100, Kocasinan/Kayseri

Kültepe, Orta Anadolu Platosu'nun en yüksek dağı olan Erciyes Dağı'nın eteğindeki ovanın ortasında, günümüz Kayseri'sinin sadece 20 km kuzeydoğusunda yer alır. Bilimsel kazılar Türk Tarih Kurumu himayesinde 1948'de Ankara Üniversitesi Dil ve Tarih-Coğrafya Fakültesi'nden Prof. Dr. Tahsin Özgüç başkanlığında başlamış ve 2005 yılına kadar devam etmiştir. Kazılar o tarihten sonra Ankara Üniversitesi Dil ve Tarih-Coğrafya Fakültesi'nden Prof. Dr. Fikri Kulakoğlu tarafından sürdürülmektedir.

Kültepe iki bölümden oluşur. Hemen hemen bir daire biçimindeki höyüğün çapı yaklaşık 550 m, yüksekliği ise 20 m'dir. Höyüğü, kuzey, doğu ve güneyden bir hilal biçiminde Aşağı Şehir çevirir. Höyük'te 1955-2010 yılları arasında yapılan kazılarda Eski Tunç Çağı'nın erken dönemlerine inilmiş ve toplam 18 kültür katı tespit edilmiştir. Aşağı Şehir ya da Kaniş karumu, Kültepe Höyüğü'nün etrafını saran ve sadece 250 yıl süresince yaşam sürdüğünü bildiğimiz kısmıdır. Bugüne kadar elde edilmiş verilere göre, Aşağı Şehir'in çapı yaklaşık 2 km'dir ve höyüğü çevreler. Aşağı Şehir'de yakın zamana kadar devam eden kazılarda toplam 4 yapı katı tespit edilmiştir. Kültepe'deki kazılarda bugüne kadar 23,500 tablet gün ışığına çıkarılmıştır. Bunlardan 23,000'i II. katta, sadece 500'ü ise Ib katında bulunmuştur. Buluntuların çok büyük bir kısmı karum bölgesindeki kazılarda ortaya çıkarılmıştır.

Kültepe'de bulunan tabletler, özellikle Anadolu tarihinin başlangıcını temsil ettikleri için önemlidir. Anadolu insanı okumayı ve yazmayı ilk kez burada, Kültepe'de öğrenmiştir. Höyük'te yapılan kazılarda Eski Tunç Çağı'nın son evresine ait anıtsal yapılar keşfedilmiştir. Bütün bu yapılar, Kültepe’nin Asurlu tüccarlar gelmeden önce de anıtsal binalara sahip olduğunu göstermektedir. Bu anıtsal binalar, ölçüleri ve planları ile o çağdaki Anadolu’nun en büyük yapıları olup, Suriye ve Mezopotamya’daki çağdaşları ile boy ölçüşecek durumdadır. Bu alanda yapılan kazılarda bulunmuş olan zengin arkeolojik buluntular, Kültepe’nin bir yandan tüm Anadolu’daki beylikler ile diğer yandan da Suriye ve Mezopotamya ile ekonomik, kültürel ve siyasal ilişki içinde olduğunu göstermektedir. 2014 Unesco Kültürel Miras geçici listesine alınan Kültepe Örenyeri'nden sonra “Kültepe Tabletleri” de 2015 yılında Unesco Dünya Belleği listesine kaydedilmiştir.